HASTALIKLAR

APANDİSİT
  • APANDİSİT NEDİR?
  •  
  • Apandiks (appendix vermiformis) karın sağ alt kadranda, kalın bağırsak başlangıç kısmında, kör bağırsağın ucunda parmak şeklinde ince bir organdır. Uzunluğu genellikle 6-9 cm arasındadır. Vücuttaki görevi tam olarak aydınlatılmamış olmakla birlikte bağışıklık sistemiyle ilgili bazı maddeler salgıladığı bilinmektedir. Alınması durumunda herhangi bir fonksiyon kaybı görülmemektedir. Apandisit ise apandiksin iltihabı demektir. Çoğu zaman bu parmaksı organın kökünde oluşan tıkanmaya bağlı olarak meydana gelir. Tüm yaşlarda görülebilmesine karşın en sık 10-30 yaşlar arasında görülür.
  • APANDİSİT BULGULARI NELERDİR?
  • KARIN AĞRISI en önemli yakınmadır. Şikayetler son bir gün veya birkaç gün içerisinde ortaya çıkmıştır. Ağrı genellikle göbek çevresinde yavaş yavaş başlar.Daha sonra göbek çevresinden kaybolur. Karnın sağ alt tarafına yerleşir. Hareketle, öksürmekle, gülmekle, sarsılmakla ağrı artar. Sabit ve sürekli bir ağrıdır.
  • Ağrının özellikleri ağrı kesici/antibiyotik alanlarda, şeker hastalarında, çocuklarda ve yaşlılarda burada tarif edilen tipik biçiminden farklı olabilir.Özellikle küçük çocuklarda ağrıyı lokalize de edemedikleri için apandisit tanısını koymak daha zordur. Çok dikkatli tekrarlayan fizik muayeneler yapmak gerekir. Doktora başvurmakta geciken hastaların bir kısmında apandisit patlaması olabilir. Bu durumda ağrı birkaç saatliğine rahatlayabilir. Ama daha sonra ATEŞ ile birlikte daha yaygın olarak geri döner.
  • İŞTAHSIZLIK (Hastaların %90’ından fazlasında görülür. Hastalar aç oldukları halde en çok sevdikleri yemeği bile yemek istemezler.)
  • BULANTI, bazen kusma (Genellikle ağrı başladıktan saatler sonra ortaya çıkar)
  • Bu tür şikayetlerin mevcudiyetinde Göztepe Çocuk cerrahisi kliniğine başvurabilirsiniz.
  • APANDİSİT ŞÜPHESİNDE NE YAPMALI?
  • Çocukta özellikle karın sağ alt kadranda şiddetli ve geçmeyen ağrı varsa en yakın ÇOCUK CERRAHIbulunan merkeze başvurmak gerekir. Hasta ağızdan beslenmemeli ve kesin tanı konulmadan ağrı kesici/ antibiyotik gibi ilaçlar verilmemelidir. Bu ilaçlar mevcut bulguları baskılayarak tanının gecikmesine ve apandisitin patlamasına kadar giden istenmeyen sonuçlara yol açabilir.
  • MUAYENE BULGULARI NELERDİR?
  • Hastalar bacaklarını karınlarına doğru çekerek hareketsiz yatmayı tercih ederler. Karın sağ alt kısma hafifçe bastırmakla şiddetli ağrı (HASSASİYET) olur. Muayene sırasında «göbek deliğinden – leğen kemiği sağ yan ön çıkıntısına uzanan hayali bir çizgi» düşünülür. Apandisitte en hassas bölge genellikle bu çizginin dış yarısı çevresinde yer alan alandır. Hassasiyet dışında bu bölgede sertlik de hissedilir. Buna defans denilir. Bu alana en az 4-5 saniye derince bastırıldıktan sonra el ansizin geri çekilirse karın içinde elektrik çarpıyormuş gibi keskin, şiddetli bir ağrı hissedilebilir. Buna rebaund denir. Bu ağrı bazen hastayı yattığı yerden zıplatacak derecede şiddetli olabilir. Karın sağ alt kadranda bu bulgunun varlığı apandisit teşhisi için oldukça önemlidir. Özellikle beş yaş altı küçük çocuklarda muayene bulguları farklı olabilir. Muayene öncesi mümkün olduğunca çocuğun rahatlatılması ve muayeneye uyumunun sağlanması önemlidir. Küçük çocuklar şiddetli ağrı nedeniyle tüm karınlarını kasma eğilimindedir esas ağrıyan bölgeyi tespit etmek mümkün olmayabilir. Gerekirse küçük çocuklar hafif sakinleştiriciler verilerek tekrar muayene edilebilir.Göztepe Çocuk Cerrahisi kliniğinin deneyimli ekibi karın ağrısı ile gelen hastalara uygun tanıyı koyup gerekli tedaviyi uygulamaktadır.
  • APANDİSİTTE HANGİ TAHLİL VE TETKİKLER YAPILIR?
  • Apandisit teşhisi ağırlıklı olarak rahatsızlığın öyküsü ve hastanın muayene bulgularına dayanılarak konur. Teşhise yardımcı özelliklerden bazıları ise; kan tahlillerinde beyaz küre (WBC) yüksekliği, C-reaktif protein(CRP) yüksekliği ve ultrason ile ayakta karın grafisinde apandisite özgü işaretlerin saptanmış olmasıdır. Ancak bunlar her zaman geçerli değildir. Bu kritelerin normal olması bizi apandisit ihtimalinden uzaklaştırmaz. Apandisite benzer, apandisitle karışabilecek sebeplerin elenmesi ise bizi apandisit tanısına yaklaştırır. Bunlar; İdrar tahlilinin
  • normal olması, kadın hastalıkları yönünden sorun saptanmaması gibi durumlardır. Ultrason
  • bulguları normalse bile muayene bulguları mevcutsa ameliyat kararı verilebilir. Bunun tersi de
  • olabilir ultrasonda apandisitle uyumlu bulgular varken hastanın şikayetleri geriler ve mueyene
  • bulgusu kaybolursa doctor ameliyata almayıp izlem kararı verebilir.
  • GECİKME TEHLİKELİ MİDİR? APANDİSİT PATLAMASI
  • İlk 24-48 saat içinde cerraha başvuran ve ameliyat edilen hastalar genellikle yarım saatten kısa bir
  • ameliyat geçirir ve iki gün hastanede kalarak sağlığına yeniden kavuşabilir. Ancak bir sebepten
  • ameliyatı geciken hastaların durumu zorlaşır ve tehlikeli hale gelebilir. Bu tür hastaların ameliyatları
  • daha sıkıntılıdır. Ameliyat sonrasında ise karna hortum (dren) konup bir süre tutulması ve en az beş
  • gün ek ilaç- serum tedavileri gibi daha zahmetli bir dönem yaşamaları söz konusu olabilir.
  • Kökü tıkanan ve bakterilerle enfeksiyon gelişen apandiks önce şişer. Sonra dolaşım bozukluğu gelişir
  • ve belli bir yerinde çürüme sonucu delinme meydana gelir. Buna apandisit patlaması (perfore
  • apandisit) denir. Apandisit delindikten sonra kirli enfekte içerik çevreye serbestçe yayılır. Çevrede
  • cerahat birikir (periapandiküler apse) gelişir. Hasta kısa sürede ameliyata alınmazsa yaygın karın içi
  • iltihap şeklinde ağır bir tablo gelişir.
  • AMELİYATTAN ÖNCE HANGİ HAZIRLIKLAR YAPILMALIDIR?
  • Ameliyat kararı verilen tüm hastalar ameliyata alınmadan önce anestezi uzmanı tarafından muayene ediir.
  • Hasta eğer aspirin, coraspin, kumadin vb. kan sulandırıcı ilaçlar kullanıyorsa, bu ilaçların etkisi altında
  • ameliyata alındığında kanama riski yüksek olacaktır. Ancak apandisit acil bir durumdur ve bu ilaçların
  • keslip etkilerinin zamanla geçmesini bekleyecek imkan yoktur. Bazı önlemler alınarak hasta acil ameliyata
  • alınır. Ameliyat öncesi hastaya
  • koruyucu antibiyotik tedavisi uygulanır. Hastalar apandisit ihtimalinden bahsedildiği andan itibaren yemeyi-içmeyi kesmeli mümkünse hastaların ameliyat öncesi en az 5-6 saatir oruç tutuyormuş gibi aç olması tercih edilir. Tüm hastalar planlanan ameliyat hakkında kendilerine sunulan ameliyata özgü aydınlatılmış onam formlarını okuyup imzalamalıdır.
  • Ameliyata dair riskleri de öğrenmiş, yazılı olarak da bilgilendirilmiş olarak ameliyata izin verdiklerini
  • belgelemiş olmalıdır.
  • APANDİSİT AMELİYATI NASIL YAPILIR?
  • Ameliyat genel anestezi altında yapılır. Ameliyat süresi genellikle 30-60 dakika arasındadır. Hastanede
  • iki gün yatış gerekir. Sıklıkla karın sağ
  • alt kadranda 2-3 santimetrelik bir kesi yeterlidir. Çok nadir olarak teşhisin pek net olmadığı durumlarda
  • göbek alt kısmında orta hat kesisi de kullanılabilir. Ameliyatta karında sağ alt kadranda kalın barsağın
  • başlangıcındaki kör barsağın ucunda parmak biçiminde uzanan apandiks bulunur. Damarı ve kökü
  • bağlanarak apandiks çıkartılır. Apandisit tanısıyla ameliyata alınan hastaların % 10-15
  • kadarında apandiks normal çıkabilir. Bu durum apandisiti taklit eden hastalıklardan ve apandisitin tanı
  • zorluğundan kaynaklanır. Hatta acil bir tabloda, riskli gidişat karşısında hasta yararına tedbirli
  • davranmanın da bir gereğidir. Hata, komplikasyon veya malpraktis olarak değerlendirilmez. Bu oran
  • tıbbi bilimsel referanslarca olağan kabul edilir.
  • Apandisiti taklid eden hastalıklardan bazıları; iltihabi barsak hastalıkları, divertikülit, bazı bağırsak
  • tümörleri, mide bağırsak delinmeleri, ayrıca kız çocuklarda yumurtalık kistleri vs.dir Bu nedenlerle
  • ameliyat sırasında ek bir müdahale icap ederse cerrahın kendisi veya ilgili bölüm uzmanı tarafından
  • aynı seansta ek müdahale gerçekleştirilir.
  • Ameliyat kapalı (laparoskopik) yöntemle de gerçekleştirilebilir. Bu yöntemde aynı işlem
  • göbekten 1cm’lik, sol taraf ve orta karın bölgesinden 0,5cm kesi yaparak bu deliklerden sokulan
  • aletlerle yapılır. Hastanın ve ameliyathanenin durumuna göre cerrahınız hangi yöntemin uygun
  • olacağına karar verecektir.Göztepe Çocuk Cerrahisi kliniğinde açıkveya kapalı yöntemlerle apandisit ameliyatları başarıyla gerçekleştirilmektedir.
  • AMELİYAT SONRASI TAKİP NASILDIR?
  • Standart apandisit ameliyatından sonra hastalar aynı gün ayağa kalkıp yürüyebilir ve ağızdan gıda alabilir.
  • Önemli bir ağrı problemi yaşanmaz. Hastaların çoğu iki gün içinde taburcu olur. Patlama (perforasyon),
  • apse ve sarılmış apandisit (plastron) gelişen hastaların daha uzun süreler (en az 5 gün) hastanede yatmaları
  • ve damardan antibiyotik tedavisi almaları gerekebilir.
  • Ameliyattan 24 saat sonra pansuman açılır ve tekrar kapatmak gerekmez. Beşinci gün banyo yapılabilir.
  • Yara açık bırakılabilir. Kızarıklık akıntı vb. bir sorun yoksa tekrar pansuman gerekmez. Yara
  • kendiliğinden eriyen gizli dikişlerle yaklaştırılmış ise dikiş alınması gerekmez. Görünür dikişler
  • konulmuşsa ameliyattan bir hafta sonra dikişler alınmalıdır.Özel diyet veya beslenme kısıtlaması yoktur.
  • Bir ay kadar fazla ağırlıkların kaldırılmasından sakınılmalıdır. Ağır sporlardan ve fiziki egzersizlerden
  • kaçınılması önerilir. Ameliyattan sonra vücuttan apadisin eksilmesi nedeniyle bedensel işeyişte bir
  • bozukluk veya noksanlık olmaz. Uzun dönem takip ve kontrollere gerek yoktur. Ameliyatta çıkarılan
  • apandiks dokusu patolojik incelemeye gönderilecektir. Bu sonucu takip edip cerrahınıza göstermeniz
  • gerekmektedir.
  • AMELİYAT SONRASI SORUNLAR NELERDİR?
  • Ameliyat sonrası yarada enfeksiyon gelişebilir. Yarada ağrı, kızarıklık, şişlik, iltihabi akıntı ortaya
  • çıkabilir. Periyodik pansumanlar ve antibiyotik tedavisi gerekebilir. Eğer hasta
  • patlamış apandisit durumunda ameliyata alınmışsa apandiks bölgesinde apse gelişme riski artar. Bu
  • durumda o bölgeden karın dışına uzanan bir dren (küçük plastik tüp) yerleştirir. Dren birkaç gün
  • tutulduktan sonra çekilebilir. Hastaların çok küçük bir
  • grubunda ise ameliyattan günler sonra apse gelişebilir. Bu durumda hastanın tekrar hastaneye yatırılarak
  • damardan antibiyotik tedavisi başlaması gerekebilir. Nadiren tekrar ameliyat söz konusu olur.
  • Çoğunlukla görüntüleme yöntemleri eşliğinde dren konularak tedavi edilebilir.
  • Ameliyat sonrası giderek azalan sıklıkta barsakların yapışma ve tıkanması riski vardır. Karın ağrısı,
  • karın şişliği, kusma (özellikle yeşil safralı) şikayetleri olursa hemen cerrahınıza başvurmanız gerekir.