Meme ile ilgili hastalıklar her yaş grubunda, kızlarda ve erkek çocuklarda görülebilir. Tamamına yakını iyi huyludur. Kötü huylu olma olasılığı çok düşük olmakla beraber kitle giderek büyüyorsa veya sert kıvamda, düzensiz kenarlı, göğüs duvarı veya cilde fikse, bölgesel lenf nodlarında büyüme varsa ileri çalışmalar yapılmalıdır.
ÖYKÜ:
Hasta diğer ergenlik belirtileri açısından detaylı olarak muayene edilir. Adet, genital pubik kıllanma vb. durumlar sorgulanır. Adet görüyorsa düzenli olup olmadığı, en son ne zaman adet gördüğü, şikayetlerin başlangıcı ve ailede meme hastalığı varlığı sorgulanır.
Bilinen bir hormonal rahatsızlığı ve ya kronik bir hastalığın varlığı öğrenilir. Gerekli durumlarda hasta çocuk endokrinoloji polikliniğine yönlendirilir.
FİZİK MUAYENE:
Memelerde şekil bozukluğu, ödem, kızarıklık, deride ve meme başında çekilme olup olmadığına dikkat edilir. Oturur ve yatar pozisyonda memede ele gelen kitle varlığı araştırılır.
Koltuk altı ve köprücük kemiği üzeri bölge büyümüş lenf nodları varlığı açısından değerlendirilir.
TANI NASIL KONULUR?
Fizik muayene sonrası tanının netleştirilmesinde en yardımcı tetkikler şunlardır:
Ultrasonografi: Kitlenin solid mi kistik mi olduğu anlaşılır. 5 mm’den küçük kitle ve kalsifikasyonları gösterememesi erken tanı sıkıntısını ortaya çıkartır. Erişilmesi kolay, ucuz, radyasyon içermeyen noninvaziv bir tetkiktir. Çocukluk çağı meme hastalıklarının takibinde en sık başvurulan tanı aracıdır.
Mammografi: Yumuşak doku ve içindeki kalsifikasyonları gösteren bir tetkiktir. Radyasyon etkisi nedeniyle çocukluk çağında kullanılması önerilmemektedir.
İnce iğne aspirasyonu: Bir enjektöre takılmış bir iğne ile ciltten geçerek kitleden örnek alma işlemidir. Kitle kistik ise sıvı boşaltılır, laboratuvar ve sitolojik incelemeler yapılır. Ancak negatif sitolojik muayenenin, meme kanseri ihtimalini ortadan kaldırmadığı akılda tutulmalıdır. Bununla beraber yapılmış çalışmalarda, özellikle çocukluk çağında daha sık olarak iyi huylu kitleler görüldüğünden ayırıcı tanıda önerilmektedir. Yalnış negatif ve yalnış pozitif sonuçları düşüktür. Genel anestezi gerektirmez, hızlı ve güvenli bir tanı yöntemidir.
Meme biyopsisi: İğne aspirasyon biyopsisi şüpheli, klinik muayene ve takiplerinde büyüyen kitlelerde insizyonel ve ya daha küçük kitlelerde ise eksizyonel biyopsi yapılır. Çocuklarda cerrahi sonrası meydana gelebilecek meme şekil bozuklukları nedeniyle, kuvvetli malignite düşünülen hastalarda uygulanmaktadır.
BAŞLICA MEME HASTALIKLARI:
Politelia: Koltuk altından pubise kadar olan süt hattında herhangi bir yerde ekstra bir ve ya birden fazla meme başı olmasıdır.
Polimasti (aksesuar meme): İkiden fazla meme olmasıdır. Koltuk altından pubise kadar olan bölgede yerleşebilir. Meme başı da bulunabilir. Sıklıkla lenf nodu büyümeleri, yağ bezeleri ve ter bezi hastalıklarıyla karışabilir. Sıklığı %2-6 olarak bildirilmiştir. Kadınlarda erkeklerden iki kat daha sık görülmektedir. En sık koltuk altında olmakla beraber, normal memedeki kadar iyi ve kötü huylu hastalık gelişim riski vardır. Tüm meme kanserlerinin %0.3’ü aksesuar meme dokusunda görülmiüştür. Düşük risk dolayısıyla cerrahi tedaviden ziyade takibi önerilmektedir. Düzenli olarak hastaların kendikendilerini muayene etmeleri ve doktor muayenesi yapılması önerilir. Hastanın yaşına göre ultrasonografi ve mammografi takipte başvurulan tetkiklerdir. Kozmetik nedenlerle cerrahi uygulanan hastalar da mevcuttur.
Hipoplazi ve Aplazi: Temelde yatan göğüs duvar yapısındaki anomalidir. Pektoral kasları veya kotları içeren yokluk veya hacminde azalma eşlik edebilir. Meme dokusu gelişmemiş ve ya az gelişmiştir.
Atrofi: Normal meme gelişimi olduktan sonra meme dokusunun küçülmesi ve ya yok olmasıdır. Ergenlerde düşük östrojen veya artmış androjenin sonucundaki endokrin bozukluklar sorumlu olabilir. Aşırı kilo kayıpları sonrası da oluşabilir.
Yağ nekrozu: Meme kanserini taklit eden benign bir durumdur. Meme travması sonucu ortaya çıktığına inanılır.
Mastit ve Abseler: Başvuruda memede ağrı, kızarıklık ve şişlik olabilir. Uygun antibiyotik tedavisi önerilir. Apse düşünülüyorsa boşaltma yapılmalıdır.
Mastalji: Memede ağrı olmasıdır. Adet döngüsüyle ilişkili ve ya bağımsız olabilir. Genç ve adölesan kızlarda sıklığı bilinmemektedir. Uzun süre devam edebilir. Hastaların yarısında kendiliğinden kaybolur. Çeşitli medikal tedaviler önerilebilir.
Duktal ektazi: Çocuklarda nadir görülen, meme başı altında kitle ve ya kanlı meme başı akıntısıyla kendini belli eden bir patolojidir. Çocuklarda sıklığı erkeklerde 2,5 kat daha yüksek olarak bildirilmiştir. Tanıda fizik muayene ve ulrasonografi yeterli olmaktadır. Ultrasonografi ile meme başı altında tek ve ya daha fazla kistik lezyon görülebilir. Fakat yapılan otopsi çalışmaları 3 hafta- 3 yaş arası meme hastalığı ve ya belirtisi olmayan çocuklarda da meme kanallarında genişleme gösterilmiştir. Bu yüzden memenin gelişimsel bir anomalisi olduğu kabul edilmekle beraber nedeni tam olarak aydınlatılamamıştır. Tedavisi tartışmalıdır. Genellikle meme başı akıntısının 1-9 ay arasında geçtiği gösterilmiştir. Gözle görülen ve elle muayenede ele gelen lezyonlarda, özellikle erkek çocuklarda cerrahi tedavi de bir diğer seçimdir.
Jinekomasti: Erkek memesindeki glandüler dokunun benign proliferasyonudur. Meme görülecek veya hissedilecek kadar büyümüştür. Erkek memesindeki büyüme fizyolojik olarak yenidoğan döneminde, adölesanda ve yaşlılık döneminde görülebilir. Erkek çocukların %30-60′ında jinekomasti görülür. İlk 10-12 yaşta ortaya çıkar. En fazla görüldüğü dönem 13-14 yaştır. Genellikle tedaviye ihtiyaç duyulmaz. Takip önerilir. 1 yıldan uzun süre devam ederse ek araştırma gerekir. Hastaların endokrin polikliniğine yönlendirilmesi, hormonal bozukluğun ekarte edilmesi, kronik ilaç kullanımının sorgulanması ve neoplazi açısından testis muayenesi ve böbrek üstü bezinin görüntülenmesi önerilir.
YENİDOĞAN BEBEKTE MEME HASTALIKLARI:
Zamanında doğan bebeklerde memede yaklaşık 1 cm çapında nodül bulunmaktadır. Bu sütçocukluğu dönemine kadar devam eder ve kaybolur. Anneden geçen hormonlar nedeniyle yenidoğan bebeğin memesinden süt gelebilir. Genellikle 3-4 hafta içinde kendiliğinden geçer. Nadiren 6 aya kadar devam edebilir. Bu normal bir durumdur. Nadir olarak da süt çocukluğu döneminde periduktal mastit, meme başı değişiklikleri ve meme başı çekilmesi gibi iyi huylu durumlarla karşılaşılabilir.
PREPÜBERTAL MEME KİTLELERİ:
Daha sık kız çocuklarda olmak üzere her iki cinsiyette de hastalar, memede ele gelen kitle, şekil bozukluğu, meme başı akıntısı, memede ağrı, şişlik, kızarıklık şikayetiyle başvurabilirler. Heriki meme tomurcuğunun gelişimi arasında aylarca fark olabilir. Bu normal bir durumdur.
MEME KİSTLERİ-FİBROKİSTİK HASTALIK:
Memenin gelişim aşamasında içerisinde kistler oluşabilir. Genellikle ağrısız, yumuşak ve çevre dokulara yapışık olmayan iyi huylu oluşumlardır. Çok büyük kistler iğne ile boşaltılıp sitolojik incelemeye gönderilebilir.
Fibrokistik hastalık da genellikle adet döngüsü boyunca memede ağrı nedeni olabilir. Adet düzensizliği genellikle eşlik edebilir. Kendiliğinden birkaç siklusta kaybolur. Sebat ederse tanı ve tedavi amaçlı girişimler gerekebilir.
FİBROADENOM:
Çocukluk çağında memede en sık görülen oluşumlardır. Sıklığı %7-13 olarak bildirilmiştir. Bunların %0.5-2’si dev fibroadenomlardır, 5cm’in ve 500 mg’ın üzerindedirler. Genellikle 1-2 cm boyutlarında ve %10-15 hastada ise birden fazladır. İyi huylu oluşumlardır. Kötü hastalık gelişim riski %0.3 olarak bildirilmiştir. Literatürde bu konu ile ilgili veriler tartışmalı olup fibroadenomu olan hastalarda daha sonra meme kanseri gelişme sıklığının yaşıt hastalara göre arttığı bildirenler varken, sıklığın eşit oluğunu savunanlar da mevcuttur. Fibroadenomlar iyi sınırlı, lastik kıvamında ve hareketlidirler. 2 cm’nin üstünde ve ya 1 cm’nin üstünde ve takibinde büyümeye devam edenlerde temiz cerrahi sınırla beraber çıkarılması önerilmektedir. %10-40’ı kendiliğinden kaybolur. Buna rağmen cerrahi olarak çıkarıldıktan sonra bile 5 yıllık takibi içerisinde tekrarlama olasılığı %33 olarak bildirilmiştir.
MEME KANSERİ ÇOCUKLARDA GÖRÜLÜR MÜ?
Kötü huylu meme hastalıkları çocuklarda nadir görülür. Sıklığı, 20 yaş altında 100 bin kadında %0.1’den az bildirilmiştir.
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Çocuk Cerrahi Kliniği olarak yenidoğan döneminden 18 yaşına kadar tüm hastalarda meme hastalıklarının tanı ve tedavisini başarıyla yapmaktayız. Hastalarımızı düzenli olarak poliklinik kontrolüne çağırıp muayene ve tetkik sonuçlarını kayıt altına almaktayız.